İstanbul'un Avrupa yakasının en kuzeyine gidiyoruz bu kez. Boğaz'la Karadeniz'in birleştiği noktaya: Rumeli Feneri'ne.
Sarıyer üzerinden sahil yolunu takip ederek yaklaşık 40 dakikada vardık buraya, trafiksiz diyelim biz buna yalnız :)
Garipçe'yi sık sık duyuyor ve gitmek istiyordum, o niyetle çıktık yola bu kadar gelmişken Rumeli Feneri'ni de görelim dedik. Rumeli Feneri, Rumelifeneri adlı ufak ve sevimli bir köyün içinde. Yazlıkçılar olsa da köyün yerlileri daha fazla ve bu da güzelliğini muhafaza etmesini sağlamış.
Garipçe ise Rumelifeneri gibi Sarıyer'e bağlı şirin bir balıkçı köyü. Kahvaltı için güzel mekanlara sahip, gözlemesi ünlü galiba, biz yemedik ama kabineden bir bakan ordaydı gözleme uğruna :)
Fotoğrafların çoğu Garipçe'den çünkü Rumelifeneri'nde fotoğraf çekmeyi unutmuşuz :/
Harap durumda olsa da hala güzel
Bu ev benim olabilir mi?
Denize girenler olsa da akıntı çoktu ben cesaret edemedim.
İncir sevenler?
Bu ev favorim, altındaki mekan hala kullanılmaktayken bu zavallı neden bu kadar bakımsız bırakılmış anlayamadım.
Rumeli Feneri
Karadeniz'den Boğaz'a giren bir gemi. Eee ne de olsa sıcak denizlere inmeyi en iyi biz biliriz